İlhan Köyü memleketim
İlhan Köyü - Erdek - Balıkesir
İşte doğduğum köy .Bizler Sibirya da deriz. Yaz kış genelde eser.Yazın gittiğimde üşürüm .Evimiz hemen limandadır. İlk evimizin yani doğduğum evin kapısına dalgalar vururmuş. O zaman liman yoktu. Denizde fırtına çıktığında tüm balıkçıların teknelerini kurtarmak için nasıl uğraştıklarını küçük kayıkların hemen karaya çekildiğini denizin kokusunu,dalgaların sesini ve  korkumuzuda  daha dün gibi hatırlıyorum.



Sonraki evimiz ise köyün tam ortasındaydı. Gül ve çiçeklerle bezenmiş ,aynı zamanda meyve ağaçlarıyla .Özellikle dedemin ektiği erik ağaçlarıyla.Dedem köyün ağasıydı Amedağa(Ahmet) gibi söylenirdi.Dedemin mirasını annem devam ettirmeye çalışıyor.Çiçeklere ağaçlara bakıyor özellikle ortancalarımız hiç kaybolmadı.

    Deniz de görülen taşlar dizisi köyümüzde çekilen Şeytan Kayaları filmini hatırlatır.Taşlar artık öyle bilinir.Yılmaz GÜNEY,Erol TAŞ, Orhan GÜNŞIRAY hemen aklıma gelirler.5,5 yaşındaydım silik anlar hatırlıyorum .Film yönetmeni  İlham Filmer o günden sonra artık bizim köylü oldu.

    Atatürk'ün Samsun'a çıkmadan son gece İstanbul'da evlerinde olduğunu söylemişti.

Film    Kanal 7'de arasıra oynuyor.Ölenleri ve yaşayanların  küçüklüklerini ve gençliklerini izliyoruz. Babam da Rum komutan rolünde.


şu an ki babamın teknesi Yavuz Reis.

  Köyümüz balıkçılık ve zeytincilikle geçinir.Dağlara kadar her yer zeytin.Çok leziz balıklarımız olur.

Marmara denizinin gerçekten de balıkları çok lezzetlidir.

Daha küçük olan botumuzla da çapariye çıkarız.Genelde istavrit ve bazı yıllarda daha çok uskumru olur.

Oğlum Melik Can'ın tuttuğu kırlangıç.

Mevsimine göre her tür balık çıkar ancak son yıllarda her şeyde olduğu gibi türlerde azaldı sayıda...

süper balıkçıyımdır



,akvades
salyangoz,karides ve istakozlarımız da çok iyi bilinir.

Annem ve kızım hepimiz çalışırız.


midye avında ortanca kardeşim...

Leonardo Vinci gibi...

Bir gün işçiler gelmeyince aile boyu çalışmaya gittik .Tabii benim için onca yorgunluğa ve ellerimin şişmesine rağmen çok ilginç ve müthiş bir gündü

.Babam, ağabeyim, eşi ve çocukları ,ortanca kardeşim ve benim çocuklarım.Hepimiz aşırı çalıştık ,herkes kendine bir iş buldu.Yorulanın yeri dolduruldu.Yemek molası bile vermedik.Acıkan yedi, çayını ,sigarasını içen hemen yer değiştirdi. Amaç hem çok mal  hem de köye rezil olmamaktı!

Veee görüldüğü gibi işçiler 150 çuval yaparken biz 400 çuval doldurmuştuk.

Üç kardeş çay molası...

Bizim köyü bilenler bunları almak için gelirler Özellikle İstanbul ve Bursalılar.




Köyümüz serin olduğu için ve de kumsalları 2 ile 8 km ötede olduğu için turistik açıdan hiç gelişmedi.


8 km ötede olan Faflima (Büyükova ) çok gelişti.Ancak bununda kötü tarafı köylünün tüm toprağını dışarıdan gelenlere satması oldu.Şimdi de kendileri yabancı yerine düştü.



Köylü ne yol kapatma bilirdi ne sınır ,ama tarlaları satın alanlar yarım metrenin hesabını yapıyor yol geçişi vermiyor.
 



Faflima da çay bahçeleri pansiyonlar taze sebze ve meyve bakkallar ve minibüsler bulunuyor.Bundan sonra Kapıdağ Yarımadası koyları çok güzel kumsallı köylerle çevriliyor. Bandırma Tatlısu 'dan çıkıyor.



ağabeyimin küçük oğlu Yunus.


oğlum Melik babamla.

sünnet kıyafetleri aldık ama düğünü, büyüdüğü için yapamamıştık.

Yunus ve Yavuz

küçük kardeşimin oğlu.


küçük kardeşim ve çocukları
İlayda ve Emir


 TAMİRDEYİZ.Bandırma 'daki Japon Hastanesi hayatımızı kurtardı.Arabam da canlı sanki tamirhanenin kapısına kadar bizi götürdü ve herşey bitti .Direksiyon boşta kaldı vida yere düşüyor ,yolun ortasında kaldık.ÇOK İLGİNÇTİ.




Deniz marulu






Sevgi
 
Bioritim ölçer
 
Dünya haritası
 

 

http://gulgunsariyer.tr.gg

 






 
Bugün 1 ziyaretçi (5 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol