Çocuklar için şiir





ARILAR
Emdiniz arılarım elma çiçeklerini,
Doldurdunuz bahçenin bütün peteklerini
Şimdi, tutun baharın, tutun eteklerini,
Gökte vızıldayarak uçun, uçun arılar.

Beyaz beyaz dallara, çiçeklere kondunuz,
Tepeler çıktınız, ovalara indiniz,
Bir çiçekten emip bir bu ota döndünüz
Haydi tepemden halka halka geçin arılar.

Böğürtlen içinde altın bir eviniz var,
Odalarınız sarı sarı balla doludur,
Beni de evinize davet edin bu bahar,
Sofranızda bana da bir yer açın arılar.


Ceyhun Atuf KANSU


AYDEDE-AYNENE

Aydedenin paltosunu
Kim giydirir anne
Gözlüğünü bastonunu
Kim bulup verir eline
Yıldızlar mı verir
Yıldızlar Aydedenin
Torunları mı anne

Aydedenin yemeğini
Kim pişirir anne
Kim yıkar çamaşırlarını
Aynene mi yıkar
Bulutlar su mu döker anne

Aynenenin evi nerde
Gökte mi oturur yerde mi
Niye görünmez bize
Aynene öldü mü yoksa
Göğe mi gömdüler onu
Yere mi anne
Ali YÜCE




ÇOBAN MERYEM

Havalı Meryem havalı
Gel hele gel hele gel
Almış eline kavalı
Çal hele çal hele çal

Sekili oğlak sekili
Ho gele ho gele ho
Gözleri sürme çekili
Ho gele ho gele ho

Sekili atım sekili
Dah gele dah gele dah
Alnına akmış kakili
Dah gele dah gele dah

Ak kuşlar kara kuşlar
Geh cücü geh cücü geh
Kar altında donmuşlar
Vah cücü vah cücü vah



Ali YÜCE






ÇOCUK KUŞ

Bir kuştu,
Allı allı bir kuş.
Her tüyüne bir çiçek bağladılar
Uçmadı o.

Bir kuştu,
Mavili mavili bir kuş.
Her tüyüne bir boncuk bağladılar
Uçmadı o.

Bir kuştu,
Yeşilli yeşilli bir kuş.
Her tüyüne bir çocuk kordelası bağladılar
Uçtu o.
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA




DALGACI MAHMUT

İşim gücüm budur benim,
Gökyüzünü boyarım her sabah,
Hepiniz uykudayken.
Uyanır bakarsınız ki mavi.

Deniz yırtılır kimi zaman,
Bilmezsiniz kim diker;
Ben dikerim.

Dalga geçerim kimi zaman da,
O da benim vazifem;
Bir baş düşünürüm başımda,
Bir mide düşünürüm midemde,
Bir ayak düşünürüm ayağımda,
Ne haltedeceğimi bilemem.

Orhan VELİ





DOĞA ADINDA BİR ERMİŞ
Toprak ana kız doğurmuş
Adını da ağaç koymuş
Yazın giydirmiş onu
Kış gelince soymuş

Nere gitsin nasıl etsin
Şaşırıp kalmış ağaçcık
Hem üşümüş hem ağlamış
Her bir yerleri apaçık

Doğa adında bir ermiş
Ağaçları çok severmiş
Kurmuş gizli tezgahını
Renkler kokular eğirmiş

Kumaş dokumuş ışıktan
Gelinlik kıza giydirmiş
Alıp götürmüş sarayına
Oğlu ile evlendirmiş

Ali YÜCE





DÜNYAYI VERELİM ÇOCUKLARA
Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne
allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar
oynasınlar türküler söyliyerek yıldızların arasında
dünyayı çocuklara verelim
kocaman bir elma gibi verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi
hiç değilse bir günlüğüne doysunlar
bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı
çocuklar dünyayı alacak elimizden
ölümsüz ağaçlar dikecekler

Nâzım HİKMET




EKMEK VE YILDIZLAR
Ekmek dizimde
Yıldızlar uzakta tâ uzakta
Ekmek yiyorum yıldızlara bakarak
Öyle dalmışım ki sormayın
Bazen şaşırıp ekmek yerine
Yıldız yiyorum

Oktay RİFAT


EVRENSEL KARDEŞ

Tarar saçlarını
Örer anam
Bütün çocukların
Anası anam

Kucaklar babam
Şu koca dünyayı
Bütün çocukların
Babası babam

Çarpar yüreğim
Bütün göğüslerde
En uzak ülkenin
Komşusuyum ben

Haydi artık
Doğsun güneş
Batsın karanlık
Bütün çocukların
Kardeşiyim ben
Ali YÜCE



KEDİM

Kedim henüz bir yaşında;
Uyur hep soba başında.
Hem cesurdur, hem de kurnaz.
Bir tıkırtı duyar duymaz.
Uyanır, aslan kesilir;
Gözleri volkan kesilir.
O geldiği günden beri
Bizim evin fareleri
Damdan, tavandan indiler,
Birer deliğe sindiler.
Koşup yakalıyor hemen
Yuvasından, deliğinden
Çıkanları diri diri.
Artık bunlardan hiç biri
Dolaplarıma girmiyor,
Kitapları kemirmiyor.

Halit Fahri OZANSOY



KIZÇOCUĞU


Kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.

Hiroşima'da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.

Saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.

Benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk.

Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.



Nâzım HİKMET



KUŞLARLA

Kuşlar uçar,
Ben koşarım."
Onların kanatları var,
Benim kanadım kollarım.
Kuşlar kanadını çırpar,
Ben de kolumu sallarım.
Uçun kuşlar, uçun kuşlar,
Hepinizle yarışım var.



Tevfik FİKRET



NE KUŞ, NE BÖCEK

Kuşsunuz diyorlar, çocuklarım,
Bir kuşsunuz diyorlar size
Sığınacak kol arayan
Konacak dal arayan
Bir yavru kuş, türkülerde.
Telgrafın tellerine konarsınız
Ezgilere uymak için
Avcılar vurur sizi.
Yeşil başlı ördek olur
Kalırsınız çöllerde
Böyle bir kuş işte!..

Kuş değil ya çocuklarım,
Böcek bile olamazsınız!
Bunca yük, bunca borç
Omuzlarınıza vurulmuşken
Hem de doğar doğmaz�;
Kanatlanamazsınız!
Uç uç böceğim deseler de
Annenizin alacağı pabuçları
Peşin peşin giydirseler de
Uçamazsınız, çocuklarım,
Bu gidişle!

(1981)
Kulağımız Kirişte adlı şiir kitabından 1983
Bütün Şiirleri 1927-1991(Çınar Yayınları)
Rıfat ILGAZ




OYUN

Sebzelerden sevdiklerim:
Havuç, domates, oyun.
Meyvelerden sevdiklerim:
Elma, şeftali, oyun.
Bence en iyi besin oyun
Çünkü
Hiçbir şey yemesem bile bazen
Oynarken doyuyorum.



İsmail UYAROĞLU

OYUNCAKÇI AMCA

Oyuncakçı amca,
Ne çok oyuncakların var;
Top, tank, tüfek, tabanca...
Gövdem titriyor,
Onlara bakınca!

N'olursun oyuncakçı amca,
Bundan böyle bizlere,
Oyuncak tüfekler yerine,
Ak yelkenli bir gemi,
Bir de süslü bebekler getir,
Unutma emi?

Sonra oyuncakçı amca,
Senden aldığım tüfekleri,
Bozarak onlardan kuş yaptım,
Bana kızmazsın değil mi?



 
Abdülkadir BULUT



















PERİLİ DERE



Köyün altında bir dere

Cıvıl cıvıl peri

Besmelesiz geçilmez ha

Geçer miyiz hiç

Akmaya üşenir suyu

Yüzünde bir karış saman

Üflemeden içilmez ha

İçer miyiz hiç

Bir varmış bir yokmuş

Çok eski zamanlarda

Bir peri kızı varmış

O zamanlar bu dere

Akarmış köpüre köpüre

Masal bu ya

Kız ırmakta yıkanırken

Gamzesini düşürmüş suya

Çok üzülmüş peri kızı

Yalvarıp yakarmış ırmağa

Ver gamzemi demiş

Irmak da ırmakmış ha

Almış kızın gamzesini

Geri vermemiş bir daha

Sen misin bunu yapan

Peri kızı bu ya

Her gözünden bir damla yaş

Damlatıvermiş ırmağa

Kuru bir dere olmuş ırmak

Hiç akmamış bir daha



Ali YÜCE








PIRPIRLI ŞİİR

Uyandım baktım ki bir sabah,
Güneş vurmuş içime;
Kuşlara, yapraklara dönmüşüm,
Pır pır eder durur, bahar rüzgârında.
Kuşlara, yapraklara dönmüşüm;
Cümle âzâm isyanda;
Kuşlara, yapraklara dönmüşüm;
Kulşara,
Yapraklara.
Orhan VELİ



SERÇE

Çamaşır asılı ipte
Duran küçük serçem
Bana acıyarak mı bakıyorsun?
Halbuki ben güneşin
Ve ilk beyaz yaprakların altında
Senin uçuşunu seyredeceğim.

Melih Cevdet ANDAY



SERÇECİK

Her gök gürlemede
Cik cik cik
Bir ton yağım erir
Dermiş serçecik

A serçecik demişler
A serçecik cik
Etin ne budun necik
Ton kimdir sen kimcik

Cik demiş serçecik
Cik cik cik cik
Ton toncuk ben bencik
Ben tonum bana görecik



Ali YÜCE




SİNCAP

Şu ağacın tepesinde
Var bir sincap
Ceviz kırar, yemek arar.

Her gün göremem ki
Saklar onu
Anne yapraklar.



Fazıl Hüsnü DAĞLARCA





SONBAHAR GELİYOR


Sonbahar geliyor serçe
Yuvanı ne yapacaksın?
Ayva çiçek açmadan önce.
Meyvelerin içi geçecek
Rüzgâr başka çeşit esecek
Yağmurlarla ıslanacaksın.

Halbuki ne kadar sıcaksın


Cahit KÜLEBİ


UÇAK YOLCULUĞU

Bir uçağım olmalı benim,
Binip üstüne, binip üstüne,
Şu dünyayı gezmeliyim,
Gidip Akdeniz kıyılarına.

Merhaba demeliyim,
Sıcak sıcak denizlerde,
Çimen gemici çocuklara.
Bir uçağım olmalı benim.

Binip üstüne, binip üstüne,
Daha uzaklara gitmeliyim,
Ta Fransa'ya, Berlin'e
Selam demeliyim dört iklimden.

Özgürlük için dövüşmeye gelenler
Ölümlü günler bitti mi?
Ölen tüfekler sustu mu?
Kazanlarda sıcak aşlar pişti mi?

Bir uçağım olmalı benim,
Binip üstüne, binip üstüne,
Diyar diyar gitmeliyim...



GECELEYİN

Geceleyin karanlıkta
Suya attım ben sesimi
Türkü oldu birdenbire
Denizinden geçen gemi..
 
Geceleyin karanlıkta
Gülümsedim buluta ben
Saçlarına düşen yağmur
Gökkuşağı oldu birden..
 
Geceleyin karanlıkta
Yıldız tuttum gök içinde
Işığını sana vurdu
Bir gül açtı yüreğinde...
 
Ülkü TAMER


ANNECİĞİM

Anneciğim seni ben,
Çiçeklerden yemişten,
Sarı saçlı bebekten,
Canımdan çok severim.

Gitme hep yanımda kal,
Beni kollarına al,
Pembe gülden daha al,
Yanağından öperim.

 

Melahat UĞURKAN

SAKA KUŞU
Güzel kız, sen küçüklüğümde;
Bahçemizdeki erik ağacının
En yüksek dalına kurduğum

Öksenin üstünde dolaşan

Saka kuşu kadar

Sevimli değilsin.
 

Orhan Veli



ATLI KARINCA

Kara derili çocuk bayram yerinde:
 
Amca, bu atlı karıncanın

Jim Crow bölümü nerde?

Ben de binip döneceğim de.
Bizim güney illerinde
Yanyana oturmaz
Beyazlarla zenciler.
Bizim güneydeki trenlerde

Bir Jim Crow vagonu takarlar.

Otobüslerdeyse, arkadadır yerimiz.

Ama atlı karıncanın da
Önü arkası olmaz ki!
Nerede bineceği at

Kara derili çocuğun?
 
 Langston HUGHES

Çeviri:
Cevat ÇAPAN  



SAKLA BENİ ANNE 
Sen ninni söylerken anne
Ak güvercinler evimize
Gelinböcekleri  konuyor

Saçımın tellerine
 
Sen masal söylerken anne

Mor menekşeler açıyor sesinde

Yüzünden kalkan kelebekler

Yavaşça konuyor kirpiklerime
 
Sen ninni söylerken anne
Başucumda mı uykum
Yastığımın altında mı

Söyle girsinler gözlerime
 
Söyle şu kedilere anne
Miyavlamasınlar eğri büğrü

Oyuncağımı korkutmasınlar

Girmesinler düşüne
 
Yumuyor gözlerimi gizli bir el

Yüzünü göremiyorum anne

Sar beni sakla beni

Sıcak sevgiler içine
 
Tavan nere gitti anne

Nere gitti evimizin duvarları

Daya ellerini anneciğim

Kediler düşmesin üstüme
 
 
  Ali YÜCE 


KARINCA 
Bir buğday tanesine
Dört elle sarılıyor.
Uyuşuk tembellere
Bakıp da darılıyor.
 
İbret alın çocuklar
Çalışkan karıncadan.
Uyuşuk tembellerden
Var mı hiç adam olan?
   

  
BülentÖZCAN    

 
 




 GÖKYÜZÜ HARİTASI

Bana bak ölümsüz ruhum
Ben ölürsem, kulağında olsun,
Sakın sen gökyüzüne çıkma
Büyükayı, Küçükayı,

Akrep, yılan, çıyan,
Öküz, boğa...
Hepsi yukarda. 
Hiç sırası değil, sakın ha!
   
Melih Cevdet ANDAY

 

Sevgi
 
Bioritim ölçer
 
Dünya haritası
 

 

http://gulgunsariyer.tr.gg

 






 
Bugün 9 ziyaretçi (126 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol